Röportajım

 Selamlar! Bugün sizlere 60 yaş üstü bir bireyle yapmış olduğum röportajımdan bahsedeceğim. Kendisi yetmişli yaşlarında, deneyimli ve bu güne kadar bir çok şeye şahit olmuş biri.

İlk önce, kendisiyle konuşacağımı söylediğinde sevindi ve bir çok şeyi görüp geçirmiş biri olduğunu söyleyerek övündü. 

İlk soruma da nerede ve ne zaman doğduğunu öğrenmekle başladım. 

Aydın'da ve 1952'de doğduğu söyledi. 

Kişisel tarihi ile ilgili bilgilerini sorduğumda ise şu cevabı verdi: (okuduğu okullar, ailesi ve çocukları...)

O zamanlar kendisinin okumaya pekte hevesi yokmuş. Günümüzde birçok yaşlıda olduğu gibi de kendisi ilk okul mezunu. Çok eski olduğundan okulunun adını hatırlamıyormuş. Aile bağlarına gelirsek, eski yaşantılara göre huzurlu ve sakin bir hayatları varmış. Eskiden durumları pek iyi olmadığından çapaya ailesine yardım etmek için çalışmaya gidermiş. Orada ellerinin hep yaralar aldığını ama buna rağmen arkadaşları ile beraber alın teri ile çalışıp para kazanmanın ne kadar iyi hissettirdiğinden bahsetti.

Kendi çocuklarına gelirsek, ilk oğlu daha anne karnındayken vefat etmiş. Sonrasından ise bir oğlu iki de kızı olmuş. Tabi ki arada tartışmalar veya sorunlar olsa da o mutlu ve samimi ortamı burada artık kimsenin bulamayacağını söyledi. Şimdi de ise, torunları ve çocuklarıyla mutlu bir şekilde yaşamını sürdürüyor.

Türkiye tarihinde şahit olduğu olayları sordum, bulunduğu konumdan dolayı çoğu şeye şahit olmamıştı. Ama yine de beni cevapsız bırakmamak adına şöyle söyledi:

1970'i yıllar boyunca Türkiye'de sıkça hükümet değişiklikleri olurmuş. O zamanlar da başlarında Süleyman Demirel başbakanlık yaparmış. 

Bu söylediklerini bir süre araştırdığımda ise "Süleyman Demirel'in Başbakanlığı ve Kolisyon Hükümetleri" adı altında tarihsel bir olay olduğunu öğrendim.

Ve son soru mu sordum...

"Tarih dersimize gelebilseydin bize hangi anını anlatır, nasıl tavsiyeler verirdin?"

Önce bir süre düşündü. Sonra başladı anlatmaya, önce bir süre saygının önemi ile ilgili nasihat verdi. Sonra da ailemizle olan samimiyetimizden bahsetti. Eskiden ne kadar çok zorluklar çektiğini ve buna rağmen huzurlu bir ortamda, hep beraber eş dost akraba fark etmeksizin aynı sofraya oturup mutlu mutlu sohbet ettiklerini anlatırmış. Şimdi de çocuklarının hepsi kendi aileleri ile ilgilendiğinden ve günümüzde eski sofralarında tadının tuzunun kalmadığından bahseder, saatlerce bu konu hakkında yakınabilirmiş. En önemlisi de, bir ailenin saygıyla nasıl şekillenebileceğini anlatırmış.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5T Yöntemi Nedir?

Türk Mitolojisi

Sanatın Tarihi